M. sözünü kesmek için elini kaldırdı. Seni azarlamıyorum oğlum, dedi bıyığının arkasına gizlenmiş çarpık bir gülümsemeyle.
Ama gecikmen, kadın cinsiyetinde kusursuz bir izlenim bırakmanın senin için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmam gerektiğini düşündürdü.
Öyle olabilir ama senin ihmalkarlığın yüzünden programımız tehlikede.
Program mı diyorsun?
M.'nin sürekli azarlamaları, kendini beğenmiş genç adamın kaldırabileceğinden fazlaydı.
Bir şekilde ondan intikam almak için can atarak, yanlışlıkla aralık bırakılmış bir kapıdan duyduğu bir konuşmanın içeriğini gelişigüzel kusmaya çalıştı.
M.'yi delici bir bakışla süzerken şöyle dedi:
Ve senin programın nasıl, sorabilir miyim?
Akşam yemeğinde Bayan D.'yi çok dikkatli izledim ve eğer öyle söylemek gerekirse, endişelendiğini belirtmek için gözünü bile kırpmadı.
Ya da endişeli.
Ya da tam olarak özellikle gergin.
Bu sabah hediyeyi alsaydı, bir tepki vereceğine yemin edebilirdim.
Doğru hatırlıyorsam, bu gece hiç gelmeyeceğinden ve hatta kasabadan ayrılacağından bile şüpheleniyordun.
Gülümseyerek devam etmeden önce durakladı:
Ve yine de orada oturuyordu, bir buz bloğu kadar soğuktu.
Bir an için, M. hazırlıksız yakalandı, ancak J.'nin ne hakkında konuştuğunu bilmesinin mümkün olmadığını hemen fark etti.
Ne hakkında konuşuyorsun, oğlum?
Seni duydum!
Ne duydun?
Planın.
Ee?
Şimdi itiraf etmeye zorlandığına göre, ilk kez aklına, kendisi için biraz fazla büyük bir şeye bulaşmış olabileceği düşüncesi geldi.
Doğu'dan güzel bir kızla arkadaş olmak, kumar borçlarından kurtulmak anlamına geliyorsa, ona eğlenceli geliyordu.
Ancak, en çok ilgilendiği şey, borçlarının ailesi öğrenmeden önce ödenmesiydi.